Doğu Batı Neye Göre Belirlenir? Kültürlerin Aynasında Bir Antropolojik Yolculuk Bir antropolog olarak dünyayı sadece haritalar üzerinden değil, insan deneyiminin çok katmanlı dokusu üzerinden anlamaya çalışırım. Coğrafyanın çizgileri sabit olabilir; ancak anlamlar, semboller ve kimlikler akışkandır. Peki, “Doğu” ve “Batı” dediğimiz kavramlar neye göre belirlenir? Bir pusula yönüne mi, yoksa zihinsel bir haritaya mı dayanır? Antropolojik olarak bu soru, yalnızca bir yön belirleme meselesi değil; aynı zamanda insanlık tarihinin sembolik bölünmelerinin bir yansımasıdır. Ritüellerin Gölgesinde Doğu ve Batı Ritüeller, kültürlerin görünmeyen yasalarıdır. Bir toplumun nasıl dua ettiğini, nasıl kutladığını ya da yas tuttuğunu incelediğimizde, o toplumun “dünyayı nasıl gördüğünü” de…
Yorum BırakHızlı Baskı Tüyoları Yazılar
Kanguru 2024 Ne Zaman? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Perspektifinden Bir Bakış Kanguru 2024, sporda sadece heyecanlı bir etkinlik değil, aynı zamanda toplumsal dinamikleri anlamak ve üzerlerinde düşünmek için önemli bir fırsat sunuyor. Bu yılki Kanguru’nun, yalnızca bir spor organizasyonu olmanın ötesinde, toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet gibi kritik kavramlarla da iç içe olacağına inanıyorum. Kanguru 2024, farklı perspektifleri birleştirerek, topluluğumuzu nasıl daha duyarlı, eşitlikçi ve adil bir hale getirebileceğimize dair bir konuşma başlatabilir. Toplumsal Cinsiyetin ve Empatinin Yeri Kadınlar, toplumda yıllarca birçok rol üstlendiler: Annelik, evdeki emek, bakım verme. Ancak, bu rollerin ne kadar değerli olduğunu hala…
Yorum BırakUmay Kız mı Erkek mi? Edebiyatın Mitolojik Kadını Üzerine Bir İnceleme Kelimenin gücü, bazen bir karakterin varlığını bile şekillendirebilir. Bir edebiyatçı olarak metinlerin nasıl insanı dönüştürdüğünü, bir ismin nasıl bir anlam evreni yarattığını düşünürüm. Her kelime, bir ses değil, bir hikâyedir. Bu hikâyelerin en derinlerinden biri ise Umay adında gizlidir. “Umay kız mı erkek mi?” sorusu, yalnızca bir cinsiyet sorusu değildir. O, kültürel hafızanın, mitolojik anlatıların ve edebi sembollerin iç içe geçtiği bir sorgudur. Umay’ın Kökeni: Sözün Mitolojik Kadını “Umay” ismi, kökleri Orta Asya’nın kadim Türk inanç sistemine uzanan, dişil bir tanrısal figürü temsil eder. Türk mitolojisinde Umay Ana, çocukların,…
Yorum BırakTereddüt Etmeyin Ne Demek? İnsan Zihninin Karar Anlarındaki Psikolojik Dansı Bir psikolog olarak insan davranışlarını gözlemlerken en çok dikkatimi çeken anlardan biri, kararın eşiğinde yaşanan o belirsiz saniyelerdir. Bir adım atmakla atmamak arasında gidip gelen zihin, hem duyguların hem düşüncelerin hem de toplumsal etkilerin iç içe geçtiği karmaşık bir sahne oluşturur. “Tereddüt etmeyin” ifadesi, işte tam bu sahneye yapılan bir çağrıdır. Peki bu çağrının altında yatan psikolojik dinamikler nelerdir? Gerçekten tereddüt etmemek mümkün müdür? Tereddüt Etmek: Karar Vermenin Doğal Bir Parçası Tereddüt, insan zihninin bilişsel süreçleri içinde oldukça işlevsel bir mekanizmadır. Çünkü karar verme, her zaman belirsizlik ve risk içerir.…
8 YorumTaksim Olayları Hangi Yıl? Felsefi Bir Bakış Felsefenin, insanın toplumsal ve bireysel yaşamını anlamaya yönelik arayışları, her dönemde toplumların kritik dönemeçlerinde kendini gösterir. Bir filozof, gözlerini dünyadan ayırarak, sadece gözlemler yapmakla kalmaz; aynı zamanda bu gözlemler üzerine düşündüğü derin soruları da sorar. Toplumların kolektif hafızasında iz bırakan olaylar, bu soruların peşinden gitmek için verimli bir alan oluşturur. Peki, bir toplumu sarsan olaylar ne anlama gelir? Etik, epistemoloji ve ontoloji çerçevesinde toplumsal hareketlerin ne tür anlamlar taşıdığını sorgulamak, insanın bu olayları nasıl algıladığı ve bu olaylarla nasıl bir ilişki kurduğuna dair daha derin bir kavrayış kazandırabilir. Taksim olayları, bir halkın özgürlük…
Yorum BırakKüreselleştirme Tavı Nedir? Ekonomik Perspektiften Bir İnceleme Kaynakların Sınırlılığı ve Seçimlerin Sonuçları Bir ekonomist olarak, her gün karşılaştığımız temel bir gerçek üzerinde düşünmek zorundayız: kaynaklar sınırlıdır. Ekonominin temel taşı olan bu kavram, insanların, firmaların ve devletlerin verdikleri kararlarla şekillenir. Kaynaklar sınırlı olduğunda, bu kaynakların en verimli şekilde kullanılması için sürekli bir seçim yapma zorunluluğu doğar. Her seçim, bir fırsat maliyetini beraberinde getirir. Bu bağlamda, küreselleşme ve onun piyasa dinamikleri üzerindeki etkilerini anlamak, modern ekonominin temel unsurlarından birine odaklanmayı gerektirir. Küreselleştirme tavı, bu sınırlı kaynakların nasıl küresel bir pazarda daha verimli hale getirileceği sorusuna bir yanıt arar. Ancak bu sürecin sadece…
Yorum BırakKalyon Hangi Padişah? Tarihin Mizahi Denklemini Çözmeye Çalışıyoruz! Bazı sorular vardır, Google’a yazdığınızda bile algoritma derin bir nefes alır: “Kalyon hangi padişah?” İşte bu yazı, tam olarak o merakın ürünü. Bir yandan tarih, bir yandan mizah, bir yandan da kadın-erkek düşünce farkının şahane çatışmasıyla dolu bir yolculuğa çıkıyoruz. Kahvenizi alın, çünkü birazdan Osmanlı donanmasının en ilginç dedikodularına kadar gideceğiz! Spoiler: Kalyon bir padişah değil, ama hikâyesi en az bir padişah kadar ihtişamlı! Erkek Mantığı: “Padişah mı, Gemi mi, Farketmez!” Bir erkek bu soruyu duyduğunda tipik tepkisi bellidir: > “Bak hemen bulurum, tarihi açarız, hangi dönemdeyse öğreniriz.” Onlar için mesele basittir:…
Yorum BırakGöz Ardı Edilemeyecek Ne Demek? Antropolojik Bir Perspektiften İnsan Deneyiminin İzinde Bir antropolog olarak dünyaya baktığımda, her toplumun kendi ritmini, sembollerini ve sessiz anlam ağlarını fark ederim. Kültürlerin çeşitliliği bana hep aynı soruyu düşündürür: İnsanlar neyi görmezden gelmez? İşte “göz ardı edilemeyecek” kavramı, bu sorunun tam kalbinde yer alır. Çünkü bir toplumun neleri göz ardı edemediğini anlamak, o toplumun değerler sistemini, kimliğini ve ritüellerini anlamaktır. Kültürel Göz: Görmek, Görmezden Gelmek ve Değer Vermek Antropoloji bize şunu öğretir: her kültür, neyin “önemli” olduğuna dair kendi gözlüğünü takar. “Göz ardı edilemeyecek” bir şey, bu gözlüğün camında en parlak ışığı yansıtan semboldür. Bu…
Yorum BırakGuguklu Saat Özelliği Nedir? Zamanın Edebî Yankısı Üzerine Bir İnceleme Bir edebiyatçının gözünden bakıldığında, zaman yalnızca saniyelerin akışı değil, insanın iç dünyasında yankılanan bir hikâyedir. Kelimeler zamanı durduramaz ama ona anlam kazandırabilir. Tıpkı bir guguklu saatin her saat başı yankılanan sesi gibi, edebiyat da zamanı hatırlatır: geçmişin yankısı, şimdinin nabzı, geleceğin sessiz vaadi. Peki, guguklu saat özelliği nedir? Bu soru teknik bir açıklamadan öte, edebî bir simgenin çözülmesi anlamına gelir. Çünkü guguklu saat, hem zamanı ölçer hem de anlatıyı kurar. Zamanın Kuşu: Anlatıdaki Döngüsellik Guguklu saatin en belirgin özelliği, her saat başı küçük bir kapının açılması ve içinden çıkan kuşun…
Yorum BırakAşağıda “Gres yağı fiyatları ne kadar?” sorusunu, bir ekonomistin sınırlı veri ve belirsizliklerle mücadele eden bakışıyla ele alan, ekonomi temelli ve SEO uyumlu bir blog yazısı yer alıyor: — Giriş: Kaynakların Sınırlılığı ve Seçimlerin Rizikosu Her ekonomik analizin başlangıcında economist, veriye dair kuşkularla yola çıkar: elimizdeki fiyat verileri “gerçek” piyasa koşullarını tam olarak yansıtmayabilir; kayıtlı online fiyatlar büyük ölçekli alımlar, dağıtım maliyetleri ya da stok durumuna bağlı olarak çarpıtılmış olabilir. Bu sınırlılıklar altında, gres yağı piyasasını analiz etmek, adeta sisli bir manzarada yön bulmaya benzer. Seçimlerimiz – hangi veri setini referans aldığımız, hangi zaman aralığını incelediğimiz – analizimizin sonucu üzerinde…
Yorum Bırak